Gençler finansal özgürlük peşinde

Küresel çapta deneyimlenen zorlu süreçler, bireylerin alım gücünün azalmasını beraberinde getirirken, yüksek enflasyonist ortamda ek gelir arayışının artmasıyla başta gençler olmak üzere toplumda "finansal özgürlüğü" yakalama çabası da yaygınlaştı.

Bir taraftan jeopolitik riskler bir taraftan salgınla değişen dünya düzeni... İnsanlık, hem bilinmeyen güçlerle hem de birbiriyle savaşırken birer birer ortaya çıkan ekonomik etkiler yaşam koşullarını giderek zorlaştırıyor.

Özellikle enflasyonist etkilerin, gıda ve barınma gibi temel ihtiyaçlara yansımasıyla alışkın olunan standartların korunma çabası, 7'den 70'e tüm kesimlerin "Gelirimi nasıl artırırım?" sorusuyla yüzleşmesini beraberinde getiriyor.

Bu durum, bir kesimin kripto paralar gibi riskli varlıklara yatırım yaparak ek gelir yaratma arayışının hızlanmasına neden olsa da başta gençler olmak üzere toplumda geleceği hedefleyerek borsada uzun vadeli yatırıma yönelenlerin sayısı da azımsanamayacak derecede artış göstermiş durumda.

Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) verilerine göre, 2019'da 1 milyon 154 bin 349 olan borsa yatırımcısı sayısı, salgın döneminde hızla yükseldi ve Mart 2022 itibarıyla 2 milyon 380 bini aştı. Yatırımcı sayısındaki artışa en büyük katkıyı 15-30 yaş arası bireylerin vermesi dikkati çekti.

Salgın öncesi yaklaşık 65 bin düzeyinde bulunan borsadaki 15-30 yaş yatırımcı sayısı, geçen ay sonunda 330 bine dayandı. Söz konusu genç kitlenin portföylerinin toplam değeri ise aynı dönemde 1 milyar 398 milyon lira seviyesinden 11 milyar 719 milyon liraya çıktı.

Bu da 2019'dan bu yana geçen süreçte borsadaki genç yatırımcıların sayısının 5, portföy toplamlarının ise 8 katına çıktığına işaret etti.

Genç kuşakların iş hayatına ve emekliliğe bakış açısı değişiyor

Analistler, geleneksel olarak Türk yatırımcılarının borsaya mesafeli olduğunu, ancak salgın sonrası dünya çapında değişen ekonomik ortam, teknolojinin yaygınlaşması ve sosyal medya kullanımının artmasıyla toplumda bu trendin tersine döndüğünü gözlemlediklerini söyledi.

Son yıllarda borsada yatırımcı sayısının artmasının sermaye piyasaları açısından umut verdiğini vurgulayan analistler, burada kritik unsurun; spekülasyondan uzak durularak, günlük getiri gayesi gütmeden uzun vadeli yatırımlara yönelme olduğunu ifade etti.

Analistler, özellikle yeni kuşakların iş hayatına ve emekliliğe bakış açısının da değiştiğine işaret ederek, "finansal özgürlük" yakalamak isteyen gençlerin, getirisi az ya da belirsiz de olsa sevdikleri işte çalışabilme serbestliğini kazanmak istediklerini kaydetti.

Henüz okul veya çalışma hayatının başında borsa ile tanışan gençler olduğu gibi, daha doğduğu andan itibaren çocuğunun gelecekteki eğitim masrafları için borsada birikime başlayan ailelerin de bulunduğunu anlatan analistler, finansal okur-yazarlığın yaygınlaşmasının bu alandaki bilinçlenmenin daha fazla artmasına katkı sağlayacağını belirtti.

"Uzun vadeli yatırım öz disiplini geliştirir"

Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği (FODER) Başkan Yardımcısı Attila Köksal, 2019'dan bu yana borsada yatırımcı sayısının önemli ölçüde arttığını belirterek, mevduat faizleri ve sabit getirili sermaye piyasası araçlarının getirilerinin enflasyonun oldukça gerisinde kalmasının vatandaşları önce döviz ve altına, ardından hisse senetlerine yönlendirdiğini söyledi.

Son dönemde yerli yatırımcıların teknik analize dayalı kısa vadeli işlem yapanlar ile uzun vadeli temettü yatırımcıları olmak üzere iki ana grupta toplandığını aktaran Köksal, "Özellikle temettü yatırımcılığı ve finansal özgürlük söylemlerinin yatırımcılar arasında yaygınlaşması oldukça önemli. İyi seçilmiş hisse senetlerine zamana yayılan, risklerin ayrıştırıldığı yatırımlar yapmak uzun vadede genelde iyi sonuçlar doğurur. Uzun vadeli yatırım kavramı ise bireylerdeki öz disiplini geliştirir, onları kısa vadeli piyasa tahminlerinden uzak tutar." dedi.

Köksal, piyasaların kısa vadede hangi yöne gideceğini istikrarlı olarak kimsenin tahmin edemeyeceğini vurgulayarak, kurumsal yatırımcıların, bireysel yatırımcılar ve traderlara göre çok daha fazla bilgiye, daha hızlı ulaşabildiğine dikkati çekti.

Asimetrik bilgi ortamında avantajın her zaman kurumsal yatırımcı lehine olduğunu anlatan Köksal, şunları kaydetti:

"Hisse senedi yatırımları uzun vadede öyle olmasa da kısa vadede sıfır toplamlı oyun niteliğindedir. Traderlar her gün hisse senedi fiyatlarını etkileyen ekonomik, finansal ve siyasal birçok veriye onlardan çok daha hızlı ulaşabilen kurumsal yatırımcılar ve bu bilgileri aldıkları an karar veren ve saliseler içinde işlem yapan algoritmik işlemciler ve robotlar ile aynı arenaya çıkar.

Bu dövüşün galibinin kim olacağı en baştan bellidir. Bu nedenle piyasalarda yeterli tecrübesi olmayan hisse senedi yatırımcılarına tavsiyem; kısa vadeli alım-satım işlemlerden kaçınmaları, kesinlikle kaldıraç kullanmamaları, sosyal medyada kısa vadeli alım/satım tavsiyeleri veren kişilere itibar etmemeleri, şirketlerin verilerini inceleyerek uzun vadeli yatırım yapmaları, teknik analiz yöntemlerini öğrenmeleri ama bu yöntemleri asla günlük işlemler için kullanmamalarıdır."

Köksal, piyasalara uzak yatırımcılar için, hisse senedi yatırımlarını fonlar üzerinden ve zamana yayarak yapmalarının en doğrusu olduğunu ifade ederek, Takasbank bünyesindeki "www.tefas.gov.tr" üzerinden tüm yatırım fonları hakkında detaylı bilgilere erişilebildiğini sözlerine ekledi.

"Çok ciddi bir finansal özgürlük rüzgarı var"

Tuncay Turşucu Araştırma Danışmanlık AŞ Kurucusu​​​​​​​ Tuncay Turşucu, "finansal özgürlük" kavramının öneminin giderek daha iyi anlaşıldığını, özellikle bu yıl çok ciddi bir rüzgar olduğunu söyledi.

Kendisinin ebeveynlere ve gençlere borsa hesabı açıp, temettü ve büyüme hisselerini biriktirmeleri için teşvik edici birçok çalışma yaptığını anlatan Turşucu, "Birçok aileden mesajlar alıyorum. Çocuğunun eğitim masrafı için hisse biriktirmeye başlayan ve 3-4 yılı geride bırakmış aileler 'iyi ki başlamışız.' diye teşekkür ediyor. Aynı şekilde gençlerin de küçük küçük adımlarla borsa yatırımcılığına başladığına dair geri dönüşler alıyorum. Bunlar çok güzel gelişmeler." dedi.

Turşucu, borsanın bir oyun yeri veya çok parayla girilen bir mecra olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Borsa kısa vadede zengin olabilme yeri de değil. Biz son yıllarda yaptığımız çalışmalarla bu algıları yıkmaya başladık. Borsada günlük bir kahve parası kadar miktarla bile birikim yapıldığını, bu birikimlerin 15-20 yıl sonra inanılmaz bir büyüklüğe ulaştığını ve bundan da temettü geliri alındığını anlatıyoruz. Kısacası varlığınıza dokunmadan bir nakit akışı sağlayabildiğinizi anlatıyoruz. Bu fikir giderek yayılıyor.

Gençler arasında şunu da görüyorum; hemen para artsın ve zengin olayım istiyorlar. Mesleki olarak da kısa sürede bir yere gelmek istiyoruz ama bu işler sabır ve çalışmak gerektiriyor. Biz temettü yatırımını gençlere bugün rahat etsinler diye değil, 50'li yaşlara geldiklerinde daha özgür bir yaşam kursunlar diye öneriyoruz.

Sadece temettü birikimi yaparak hayata devam edeceklerini düşünenler de var... Hayır, siz yine gideceksiniz, üniversitenizi kazanacaksınız, elinize işinizi alacaksınız. İş hayatındaki o zorlukları yaşayacaksınız ama bu birikimi de gelecek için küçük adımlarla yapacaksınız. Finansal özgürlük, yan gelip yatmak değildir. Bu birikim size ilerleyen yaşlarda para için çalışma psikolojisinden çıkmayı ve kendi sevdiğiniz işi yapma özgürlüğünü elde etmeyi sağlayacak."

"Yatırımcılık, çimlerin uzadığını beklemektir, sabır gerektirir"

Yatırım Stratejisti Tunç Şatıroğlu, son dönemde küresel çapta yaşanan krizler neticesinde oluşan karamsarlığın insanları daha fazla risk almaya yönlendirdiğini söyledi.

Bu durumun özellikle salgın sonrası kripto paralara yönelimi artırdığını anlatan Şatıroğlu, "Öyle gençler var ki; kriptoya yatırdığı para 100 katına çıkacak diye gerçekçi olmayan hayaller peşinde. Bu yanlış bir bakış açısı. Az parayla yatırım yapabileceğimiz farklı alternatifler de var. Yatırım fonu alınabilir, BES'e yönelebilir, borsada temettü hissesi biriktirilebilir. Borsa bu anlamda çok makul bir yatırımdır. Sadece fiyatın artacağı beklentisi ile bir şeyi almak yatırım değil, spekülasyondur. Yatırımcılık, çimlerin uzadığını beklemektir, sabır gerektirir." diye konuştu.

Şatıroğlu, temettü yatırımının sabır istediğini, ancak düzenli temettü dağıtımı yapan ve verimliliği yüksek hisselerden doğru bir portföy oluşturulduğunda, yıllar içinde birikimli getiri sayesinde portföyün hızlı büyüdüğünü ve amaca ulaşıldığını ifade etti.

Borsada al-sat yapmak için profesyonel olmak gerektiğini vurgulayan Şatıroğlu, "Diğer türlü çok ciddi kayıplarla karşı karşıya kalınabilir. Temettü yatırımında ise sistem zaten bellidir ve başarı oranı yüksektir. Herkes yapabilir." dedi.