29 Kasım 2024 Cuma
Edirneli zanaatkar Abacı "Yaşayan İnsan Hazinesi" olmaktan onur duyuyor
UEDAŞ meme kanseri farkındalığı için sokak lambalarını pembe renkte yaktı
İngiltere Savunma Bakanı Wallace, Türkiye'ye geliyor
Tekirdağ'da vefat eden Kore Gazisi son yolculuğuna uğurlandı
İsrail, BM'nin 6 Ekim'den beri Gazze'nin kuzeyine tüm yardım ulaştırma girişimlerini engelledi
EDİRNE (AA) – CİHAN DEMİRCİ – Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Yaşayan İnsan Hazineleri Ödülü’ne layık görülen 58 yaşındaki Kültür ve Turizm Bakanlığı Geleneksel El Sanatları Sanatçısı Özcan Abacı ödül almanın gururunu yaşıyor.
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Uyku Bozuklukları Merkezinde sağlık teknisyeni olarak çalışan 58 yaşındaki Abacı’nın serüveni 1990 yılında ahşaba olan merakıyla başladı.
Abacı, hobi amacıyla ahşaptan yaptığı minyatür eserleri fark eden merhum Edirne Valisi Fahri Yücel’in desteğiyle minyatür eski ulaşım aracı talika (dört tekerlekli, yaylı, üstü kapalı at arabası) maketleri yaptı.
Atölyesinde yarım asırdır ürettiği maket talika, fayton ve tarım aletleriyle yurt içi ve dışında festivallere katılan Abacı’nın eserleri devlet başkanları, bakanlar, bürokratlar ve ünlülere hediye edildi.
Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri ve Yaşayan İnsan Hazineleri Ödül Töreni”nde ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan alan Abacı, memleketine döner dönmez yeniden tezgahın başına geçti.
– İlk eseri Süleyman Demirel’e hediye edildi
Abacı, AA muhabirine, ahşaptan minyatür eserler üretmeye hobi amaçlı başladığını söyledi.
İlk olarak ahşaptan çiçek saksısı yaptığını belirten Abacı, şöyle konuştu:
“O zamanlar neler başarabileceğimin farkında değildim. Akabinde gemi modeline merak sardım ancak gemi modeli ve çizim bulamadığım için ben de amcamın samanlığında bulunan harman makinasının ahşaptan minyatürünü yaptım. İlk yaptığım harman makinesi hasbelkader katılmış olduğum bir sergide dönemin valisinin ilgisini çekti. O dönemde de Edirne’ye gelecek olan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e hediye edilmek için benden satın alındı.”
Demirel’e yaptığı eserin hediye edilmesinin kendisini motive ettiğini ifade eden Abacı, bunun üzerine ahşap maketler üretebileceği aletler almaya başladığını anlattı.
Ahşap maket yapımında kullandığı ilk motorlu kıl testeresini kendisinin yaptığını ifade eden Abacı, “Rahmetli Vali’miz Fahri Yücel bana atölye kurdu. Edirne’ye ait kültürel değerleri ortaya çıkarabileceğim ürünler yapmamı istedi.” dedi.
– İlk günkü aşkla ahşabı işliyor
İlk günkü aşkla ahşap minyatür talikalar yapmaya devam ettiğini anlatan Abacı, şöyle konuştu:
“Talikaları orijinaline sadık kalarak yaptım. Orijinalinde ne varsa küçülterek ürettim. Aslında ben çok iyi bir kopyacıydım. Benden önce yapılan şeyleri küçülterek modifiye ettim ve ev, büro aksesuarı olarak kullanılabilir hale getirdim. Bunu da başardığımı güzel işler ortaya koyduğumu düşünüyorum.
Yaptığım talikalar eski Cumhurbaşkanları Süleyman Demirel, Ahmet Necdet Sezer, Abdullah Gül’e, elinden Yaşayan İnsan Hazineleri ödülü aldığımız Cumhurbaşkanı’mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, meclis başkanları, yurt dışından gelen konular ve dönemin Dünya Bankası Başkanı Paul Wolfowitz’e hediye edildi.”
– “Yaşadığım duygu gurur verici”
Abacı, Yaşayan İnsan Hazineleri Ödülü’ne layık görülmenin gurur verici ve motive edici olduğunu dile getirdi.
Ödülünü aldığı için çok mutlu olduğunu belirten Abacı, şöyle devam etti:
“Düşünüyorum da büyük usta Neşet Ertaş’la aynı listedeyim şu anda. O beni müthiş derecede onurlandırdı. Bu yıl verilen 25 ödülle Yaşayan İnsan Hazinesi olarak ilan edilen 90 kişi var, bunların 15’i vefat etmiş. Yaşayan İnsan Hazinesi olarak yaşayan 75 kişi var. Ben de bunlardan birisiyim ve bu da çok büyük gurur. Cumhurbaşkanlığı külliyesinde Cumhurbaşkanı’mızın elinden bu ödülü almak benim için müthiş bir gurur kaynağı oldu. Edirne’min adını oralarda da duyurabildiğim, Edirne’mi anlatabildiğim için ayrıca mutluyum.”
Abacı, sanatını gelecek kuşaklara aktarmak ve çıraklar yetiştirmek istediğini de kaydetti.
BURSA (AA) – Bursa’da, metal ve sac işleme teknolojileri ile otomasyon fuarlarını tek çatı altında buluşturan BUMATECH Bursa Makine Teknolojileri Fuarı’nın makine sektörüne 500 milyon dolarlık ihracat katkısı sağlayacağı öngörülüyor.
Tüyap Bursa Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde dün açılan ve 22. Metal İşleme Teknolojileri, 15. Sac İşleme Teknolojileri ile 21. Otomasyon fuarlarını tek çatı altında buluşturan organizasyonda ulusal ve uluslararası 400’den fazla firma, alanlarındaki yeni teknolojileri tanıtıyor.
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası ile Tüyap Bursa Fuarcılık AŞ tarafından Takım Tezgahları Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TİAD) ve Makina İmalatçıları Birliği işbirliğinde gerçekleştirilen organizasyonda 7 salon ve 40 bin metrekare alanda, robotik sistemlerden 3 boyutlu yazıcı ve tarayıcılara, fiber lazer optik kesim makinelerinden CNC tezgahlara kadar son teknoloji inovasyon ürünleri bulunuyor.
Fuarlar, Orta Doğu, Balkanlar, Kuzey Afrika ve Avrupa’daki çok sayıda ülkeden katılımcıları ağırlıyor.
Tüyap Fuarlar Yapım AŞ Genel Müdürü İlhan Ersözlü, AA muhabirine, bu organizasyonun yıllardır Türkiye’nin makine sektöründeki en önemli buluşmalarından olduğunu söyledi.
Katılımcı sayısında geçen yıla göre yüzde 15 büyüme olduğunu belirten Ersözlü, “71 ülkeden kayıt yaptıran iş insanları fuarımızı ziyaret edecek. İlk saatlerden itibaren yoğun bir ziyaretçiyle karşı karşıyayız. Fuarın bir özelliği de fuardaki üretici ve ihracatçı firmalar, diğer makine fuarlarından daha fazla. Bu yıl da katılımın yüzde 60’ı üretici ve ihracatçı, yüzde 40’ı ithalatçı firmalar.” dedi.
Ersözlü, sektörde üretimin her aşamasında ihtiyaç duyulan ekipmanların bu fuarlarda sergilendiğini anlattı.
Fuarların 1 Aralık’a kadar devam edeceğini bildiren Ersözlü, şunları kaydetti:
“Son güne kadar yurt içinden ve dışından yoğun bir ziyaretçi bekliyoruz. 45 binin üzerinde profesyonel iş insanını, girişimciyi, yatırımcıyı bu fuara bekliyoruz. Şu anda 1000’in üzerinde yurt dışından heyetlerimiz var. Afrika ülkelerinden, Körfez ülkelerinden, Orta Doğu’dan, Asya Pasifik ülkelerinden, Avrupa Birliği ülkelerinden de ziyaretçilerimiz var. Fuarın hem ihracat hem de yurt içindeki satış verilerine önemli katkı sağlayacağına inanıyoruz. Geçtiğimiz yıl bu alanda yaklaşık 400 milyon dolarlık ticari hacim yaratılmıştı. Bu yıl yaklaşık 500 milyon dolarlık ticari hacim yaratılacak. Çünkü fuar bittikten 3-4 ay sonrasına da siparişler alınabiliyor. Burada satılacak makineler ambalaj ve plastik sektörlerinde, otomobil sanayinde, savunma sanayinde, havacılıktan gemi inşasına kadar birçok sektörde kullanıldığı için dolaylı olarak birçok sektörü tetikliyor.”
– “Sanayicimizde bir önceki fuara göre daha fazla iştah var”
TİAD Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz de BUMATECH Bursa Makine Teknolojileri Fuarı’nın her zaman iyi geçtiğini ve katılımcıların memnun ayrıldığını vurguladı.
Bursa’nın bir sanayi şehri olduğunu hatırlatan Akyüz, “Bursa, çok büyük firmaların olduğu hatta bazı firmaların İstanbul’dakilerden bile daha büyük olduğu bir sanayi şehri. Dolayısıyla BUMATECH her zaman önemli ve kıymetli bir fuar. Bu sene de ziyaretçi sayısından iyi geçeceğini düşünüyorum. Gördüğümüz kadarıyla sanayicimizde bir önceki fuara göre daha fazla iştah var. Ellerinde işler var. Almak, yapmak, üretmek istiyorlar.” diye konuştu.
Akyüz, gelecek yıl yatırım yapacak firmaların temsilcilerinin buna ilişkin planlamalarını bu fuarların ardından yapacağını, bundan dolayı da organizasyonun önemli olduğunu sözlerine ekledi.
Bursa’nın İznik ilçesindeki yaklaşık 2 bin yıllık Roma tiyatrosu kazısında, bugünlere ulaşan en eski örneklerden biri olduğu belirtilen kucağında İsa’yı tutan Meryem freski restorasyonla ortaya çıkarıldı. 1980’li yıllarda başlayan ve 2016’dan itibaren Dokuz Eylül Üniversitesi ekibiyle kesintisiz devam eden kazı ve restorasyonun büyük çoğunluğunun tamamlanmasıyla geçen mart ayında yeniden ziyarete açılan tiyatroda, ana yapıların dışındaki alanlarda çalışma sürüyor.
“İznik’te 325 yılında ekümenik konsil toplanıyor; Hristiyanlığın çok önemli kararlarının alındığı bir toplantı. Bu dönemden sonra yavaş yavaş buralarda artık dini kullanım evresi oluşmaya başlıyor. Tiyatro özellikle 4. ila 6. yüzyıllarda dini kullanım evresi geçirmiş. Bununla ilgili çok önemli verilerimiz var. Özellikle duvarlarına yapılmış haç freskleri, girlandlar (askı çelenk), Hristiyanlık sembolleriyle yapılmış freskler… Özellikle 2005 yılında Bedri Yalman hoca tarafından tespit edilmiş duvarlarındaki Meryem İsa freski. Bu dönemde Bedri hoca korunamayacağını düşünerek kapatmıştı. Biz burayı tekrar açtık, gün yüzüne çıkardık.”
İSTANBUL (AA) – MediaMarkt’ın gelenekselleşen “Şahane Cuma” kampanyası, oyuncu ve içerik üreticisi Ceyda Kasabalı ile Fırat Albayram çiftinin “branda yırtma” etkinliğiyle başladı.
Şirketten yapılan açıklamaya göre, Avrupa’nın önde gelen elektronik perakendecisi MediaMarkt, her yıl düzenlediği “Şahane Cuma” kampanyasında iki konuk ağırladı.
Oyuncu ve içerik üreticisi Ceyda Kasabalı ile Fırat Albayram çiftini İstanbul Levent mağazasında konuk eden MediaMarkt, kampanyasına geleneksel branda yırtma etkinliğiyle başladı. Etkinlikte, Ceyda Kasabalı MediaMarkt’tan kahve makinesi, Fırat Albayram ise oyun konsolu satın aldı.
– “Tüketici memnuniyeti ve bilinirliğimizi artırdık”
Açıklamada, etkinlikteki görüşlerine yer verilenlerden MediaMarkt Türkiye Ticari Operasyonlardan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi (CCO) Mete Uslukılınç, bütünleşik kanal ve dijitalleşme stratejilerini adım adım uygulayarak 2024 yılı boyunca tüketici memnuniyetini ve bilinirliklerini artırmaya devam ettiklerini belirtti.
Şahane Cuma kampanyası için yoğun bir hazırlık dönemi geçirdiklerini kaydeden Uslukılınç, “Bu yıl da geçmiş yıllarda olduğu gibi Şahane Cuma kampanyamızı kusursuz alışveriş deneyimiyle tüketicilerimize sunuyoruz. Kahve makinelerinden tabletlere, dikey süpürgelerden akıllı telefonlara kadar birçok ürüne ilginin bu yıl da yoğun olacağını tahmin ediyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Kampanyanın geleneksel bir hale geldiğini vurgulayan Ceyda Kasabalı ve Fırat Albayram çifti ise “Şahane Cuma’da MediaMarkt’ın konuğu olarak eğlenceli anlar yaşadık. En çok ilgimizi çeken ürünler, kahve makineleri ve oyun konsolları oldu. MediaMarkt’ın geniş ürün yelpazesiyle ve ne zamandır beklediğimiz bu etkinlik vesilesiyle, teknolojik ihtiyaçlarımızı karşıladık.” ifadelerini kullandı.
ERZURUM (AA) – Havalimanına 20, kent merkezine ise 4 kilometre uzaklığıyla ziyaretçilerine kolay ulaşım ve konaklama imkanı sunan kayak merkezi, teknik altyapısı, beş yıldızlı otelleri, uluslararası standartlarda uzun pistleri ve kar kalitesiyle adından söz ettiriyor.
Suni karlama sistemleri, yüksek rakımı, dağın panoramik yapısı ve deneyimli operasyon ekibi gibi avantajlarıyla aralık ayından başlayarak “sezonu en erken açan kayak merkezi” unvanına sahip Palandöken’de, erken gelen kış nedeniyle kayak keyfi kasım ayında yaşanıyor.
Palandöken’de kayak, snowboard ve kızak keyfinin yanı sıra buz duvarı, snow park, dev salıncak, zipline, yamaç paraşütü, insan sapanı ve lastik raftingi gibi çok sayıda etkinlik seçeneği sunulurken, 55 pistin 87 kilometresinde kayak yapılabiliyor.
Erken başlayan sezon, turizmcileri heyecanlandırdı
Sezonu her yıl dağ bölgesindeki 9 otel ile bungalov evlerde büyük oranda dolulukla kapatan merkezde, pistlere kurulan aydınlatma sistemleriyle gece kayağı da yapılabiliyor.
Erken başlayan kayak sezonu, kentte faaliyet gösteren turizmcileri de heyecanlandırdı. Şu sıralar rezervasyon yoğunluğu yaşayan turizmciler, erken yer ayırtan müşterilerine indirimli konaklama imkanları sunuyor.
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Kuzeydoğu Anadolu Bölge Başkanı Nuh Şenol, AA muhabirine, Palandöken’in, dünyanın sayılı kayak merkezlerinden biri olduğunu söyledi.
Kayak merkezinin, Avrupa standartlarında olduğunu ifade eden Şenol, şunları kaydetti:
“Balkanlar’dan gelen soğuk hava dalgası etkisiyle şehrimize yağan kardan dolayı şu anda kayak tesislerimizde 80 santimetre üzerinde kar kalınlığı bulunmakta. Karın yağmasıyla özellikle kış turizminde kış planlaması yapan misafirler şimdiden rezervasyonlarını hızlandırdılar. 1-2 gün içerisinde ciddi manada bir yoğunluk var. Tabii ki bu da bizleri çok sevindiriyor.”
“Rezervasyon yoğunluğu başladı”
Fuarlarda özelikle Rusya, Ukrayna ve İran bölgelerinden misafirleri çekmek için çalışmalar yaptıklarını ve meyvelerini almayı ümit ettiklerini anlatan Şenol, “Karın yağmasıyla birlikte insanlar ‘artık kış geldi, kış tatilimizi nerede planlayalım’ diye düşündükleri için ciddi manada bölgemizde rezervasyon yoğunluğu başladı.” dedi.
Palandöken’de hizmet veren bir otelin genel müdürü Ömer Akça ise kayak merkezinde kar durumunun iyi seviyede olduğunu vurgulayarak, “20 Temmuz’da başlayan erken rezervasyonla beraber şu anda yoğun bir şekilde satışlarımız devam ediyor. Bu sene geçmişe oranla sanki Palandöken’deki doluluklar biraz daha artacak. Palandöken, Türkiye’de kayak sezonunu ilk açıp en son kapatan yani kayak sezonunun en uzun olduğu kayak merkezi. Kayak sezonunu erken açmamız, biz turizmcileri sevindiriyor. Çünkü doluluklar ona göre artıyor. Dolayısıyla Erzurum Palandöken, bu noktada birçok kayak merkezinden bir adım önde. Bu da biz turizmcilere mutluluk veriyor.” diye konuştu.