AA muhabirinin Merkezi Kayıt Kuruluşu verilerinden derlediği bilgilere göre, nisan sonu itibarıyla bakiyeli yatırımcı sayısı son 1 yılda yüzde 47,79 artarak 11 milyon 396 bin 815 kişi oldu.
Pay senedi bakiyeli yatırımcı sayısı aynı dönemde yüzde 72,12 artarak 8 milyon 207 bin 956’ya yükseldi.
Pay piyasalarında ağırlıklı yatırımcı sayısını 20-29 yaşındaki gençler oluşturdu. Nisan ayı cari dönemde 20-24 yaş aralığındaki yatırımcı sayısı 810 bin 416, 25-29 yaş aralığındaki yatırımcı sayısı ise 1 milyon 99 bin 220’ye çıktı.”Finansal teknoloji gençlerin borsaya girmesinde önemli bir unsur”
Borsadaki yatırımcı artışını davranışsal ekonomi açısından değerlendiren İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökhan Karabulut, “Kulaktan kulağa ya da sosyal medyada kazanç sağlayan insanları duydukça yatırımcılar temayüle uyarak borsaya yöneliyor ve bu durum her geçen gün artacak.” dedi.
Gençlerin borsaya girmesindeki önemli etkinin biriktirdikleri paranın ya da aldıkları bursun değerini koruması olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Karabulut, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Yeni yatırımcılarda ağırlığı oluşturan 20-29 yaşındaki gençlerin ne teknik analiz yapacak durumu ne de riske atacak tasarrufları var. Aldıkları hisse yükseldiği zaman direkt satışa geçiyorlar. O yükseliş trendini yakalayamayan ve zarar eden olursa, sosyal medya üzerinden tavsiye edilen başka bir hisseyi alıp parasını korumaya çalışıyor.”
Finansal teknoloji ile kolay ve hızlı şekilde borsaya girip işlem yapıldığını ifade eden Karabulut, teknolojiyi bu yaş grubunun iyi kullandığını ve bunun genç yatırımcıların sisteme girmesinde önemli bir unsur olduğunu vurguladı.”Finansal okuryazarlık eğitimleri farkındalık sağlıyor”
Sermaye piyasalarında manipülasyonla para kazanan insanların her zaman sistemde var olacağına dikkati çeken Karabulut, “Burada en büyük görev Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve borsa yönetimine düşüyor. Bilginin eşit bir şekilde dağılması, daha şeffaf olması ve şirket yöneticilerinin herhangi bir şekilde yatırımcıyı riske atacak davranışları yapması durumunda anında müdahale edilmesi önemli bir koruyucu etken.” diye konuştu.
Otorite denetimleri olmasaydı Bitcoin’de olduğu gibi yüksek fiyat dalgalanmalarına maruz kalınacağını vurgulayan Karabulut, finansal okuryazarlık eğitimleriyle yatırım farkındalığı oluştuğunu ve yatırımcı davranışlarının olumlu etkilendiğini ifade etti.”Ekosistem büyümeyi üstel olarak devam ettirebilecek kapasiteye geldi”
İş Portföy Genel Müdür Yardımcısı Nilüfer Sezgin de yatırımcıların sermaye piyasalarında yatırım yapacakları çok sayıda ürün olduğunu ve bu alternatif ürünler hakkında bilgi almanın kolaylaştığı bir döneme gelindiğini söyledi.
Sezgin, doğru bilginin yayılmasında uzman kişilerin artık dijital platformlarda aktif olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
“Geldiğimiz noktada sermaye piyasalarında özellikle yatırım fonları için yeni bir ekosistem oluştu. Burada getiriye bağlı olarak bir yatırım fonunda çıkıp bir diğer fona geçerek yatırım fonu evreninden çıkmadan sistemde var olmaya devam eden bir kitle oluştu. Dolayısıyla satıcısından analistine ve yatırımcısına kadar gelişmiş bir ekosistemden bahsediyoruz. Buradaki büyümede konjonktüre bağlı olarak dalgalanmalar yaşanabilir ama ekosistem büyümeyi üstel olarak devam ettirebilecek kapasiteye geldi.”
Yatırımcıyı risk algısına göre yönlendirecek hizmetlerin geliştirilmesine ihtiyaç olduğuna işaret eden Sezgin, aracı kurumların yanı sıra yapay zeka destekli yatırım danışmanlığı hizmetini genele yayabilen iş modellerinin kurulmaya başlandığını kaydetti.
Sezgin, yatırım fonlarının hızlı büyümesine dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Yatırım fonlarını yatırımcılarla buluşturan dağıtıcılar ve yatırım danışmanlığı hizmeti veren finansal kurumlarda insan kaynağı zaman içerisinde gelişecek. Artan ürün çeşitliliği ortamında yatırımcıların kendilerine ve beklentilerine uygun fonlarla buluşmalarını sağlayacak, geniş kitlelere hizmet verebilecek ilave mekanizmaların da kurulması gerekiyor.””Yeni yatırımcıların gelmeye devam ettiğini göreceğiz”
Sermaye piyasalarının gelişiminin sadece SPK’nın değil, ekonomi yönetiminin de isteği olduğunu söyleyen Sezgin, finansal refahın tabana yayılmasının hem ekonominin finansmanı hem de ülkenin ekonomi hedefleriyle örtüşen bir strateji olduğuna dikkati çekti.
Sermaye piyasalarının büyümesini sürdüreceğini vurgulayan Sezgin, “Gerek otorite gerekse piyasa aktörleri buradaki yatırımların sürdürülebilir olması için gerekli ortamı sağlıyor. Bunun sonucu olarak sermaye piyasalarına yeni yatırımcıların gelmeye devam ettiğini göreceğiz.” ifadelerini kullandı.
GENEL
3 gün önceGENEL
3 gün önceUNCATEGORİZED
27 Aralık 2024GÜNDEM
27 Aralık 2024GÜNDEM
27 Aralık 2024GENEL
27 Aralık 2024